Mantı Tarifi
Pazartesi günleri ne kadar güzel başlarsa başlasın pazartesidir işte. Daha dün bu saatlerde evde uzanıp yatıyorsundur da şimdi bilgisayar başında bu hafta yapmak zorunda olduğun işleri düşünüyorsundur. Böyle günlerde insana en iyi gelen şey nedir biliyor musunuz? Sizi iyi hissettirecek fotoğraflara bakmak. Geçen yaz çıktığınız tatilin fotoğrafları olabilir mesela. Hayatınızın sadece işten ibaret olmadığını hatırlatır size.
Daha önce hiç gitmediğiniz bir yer seçip oranın fotoğraflarına bakabilirsiniz. Daha yapacak çok şeyiniz olduğunu fark edersiniz. İş yerleri genelde insanların içindeki umudu çekip bununla beslenen dev elektrik süpürgeleridir çünkü. Tam gelecek ay izin alayım biraz uzaklaşayım işten dersin, senin aklını okumuşçasına önüne bir dosya geliverir. Böylece iş yerinin istemediği hiçbir şeyi yapamayacağın umutsuzluğuyla yaşar gidersin. Ya da tam heves edip bir şey almaya ya da yapmaya kalkarsın iş yerinin verdiği üç kuruş maaşın buna izin vermez. İstediğin şeyi istediğin zaman elde etme umudunu da çekip aldı yine iş yeri:) Kısacası mutlu iş diye bir şey yoktur.
Sadece bu mutsuzluğun içinde kendinize "mutlu anlar" yaratın 5 dakika da olsa. Sevdiğiniz birini arayıp iş yoğunluğundan yakının mesela. Sonra onun sizden daha da kötü durumda olduğunu öğrenip şükredin:)
Ya daaa açın kevserinmutfagi.com'u, kendinize bir yazı seçin ve onu okuyun. Genelde ne kadar herşeyden şikayet eder bir halim olsa da her yazımda bir tutam umudu mutlaka barımdırırım. O yazıdaki umut kırıntısı da o gün sizin olsun:) Veya açın sevdiğiniz bir yemeğin fotoğraflarına bakın. O yemeği en son kiminle, ne zaman yediğinizi düşünün.
Daha önce hiç yemediğiniz bir yemeğe bakın isterseniz. Neden hayatınızda böyle ufak değişiklikler yapıp farklı lezzetler tatmadığınızı sorgulayın mesela. Hayat çok kısa nihayetinde. Nefret edeceğiniz şeyler her zaman çıkıyor karşınıza. Bir kere de nefret edeceğinizi bile bile de olsa değişik bir yemek deneyin.
Ben mantıya bayılırım mesela. Hatta en son mantı yaparken bayılıyordum:) Bu espiriyi yapmasaydım günüm kötü geçecekti inanın:) Ama espiriyle karışık bir gerçeklik payı da var. Tek başıma giriştiğim mantı maceram tam 5 saat sürdü. İşin kötü tarafı da benim 5 saat uğraştığım yemek 10 dakika da yenip bitiyor. Akşam webmaster eve gelip de yemeğe oturduğumuzda sinirlendim yemeği hızlı hızlı yemesine bu yüzden:)
Mantı artık bende sevgiyle karışık, nefret demek istemiyorum ama bir takım negatif duygular da uyandırmıyor değil:) Bunda en büyük etken bu 5 saatimi ayakta geçirmiş olmam tabii ki. Uzun süredir almayı planladığım yer sofrası en yakın zamanda mutfağımın nadide bir köşesinde yerini alacak bu maceradan sonra.
Bir de gözünüzden kaçmamış olmalı ki mantılarım Kayserilileri kıskandıracak kadar minik:) Ama bu kadar uğraştığınıza değdi mi diye soracak olursa hayır kesinlikle değmedi. Bu Kayserililerin hiç mi işi gücü yok kardeşim diye başlayan sitem dolu cümleler kurarım:) Bundan önceki mantı maceram da mantılarım iri iriydi, bunların iki karı irilikte vardı belki de. Doğal olarak içlerine konan kıyma miktarı da fazlaydı. İster inanın ister inanmayın hayatımda yediğim en lezzetli mantı oydu.
Ben bunlar fotoğraflanıp görücüye çıkacak diye biraz fazla uğraştım ama inanın diğerleri kadar lezzetli olmadılar. Bir gözlemimi daha paylaşmak istiyorum. Mantıyı ilk açtığınızda fırınlamadan haşlarsanız eğer çok çok daha lezzetli oluyor. Fırınladıktan sonra ne kadar iyi pişirirseniz pişirin kıyması kuru kalıyor. Belki çiğ olarak dondurucuya kaldırılabilir. O şekilde denemediğim için yorum yapmak istemiyorum. Çiğden pişirdiğinizde kaynar suyun içine atınca ilk etapta dibe çöküyor mantılar. suyun yüzeyinde yüzmeye başladıkları an pişmişler demektir. Yine de servise almadan önce kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Fırınlanmış mantıların pişmesi makarnayla aynı süreyi buluyor neredeyse. Yine mutlaka kontrol edin pişip pişmediğini. Bugünlük benden bu kadar...
Afiyetle kalın...
Malzemeler
- 4 su bardağı un,
- 1 adet yumurta,
- 3/4 su bardağı ılık su,
- 1 çay kaşığı tuz,
İçi için;
- 250 g kıyma,
- 1 adet soğan,
- 1 tatlı kaşığı tuz,
- 1 çay kaşığı karabiber.
Üzeri için;
- 250 g yoğurt,
- 3 diş sarımsak,
- Tuz,
- 2 yemek kaşığı tereyağ,
- 1 tepeleme yemek kaşığı salça,
- 1 tatlı kaşığı toz biber,
- 1 çay bardağı su.
Hazırlanışı
- Unun ortasını açın,
- Tuzu ve yumurtayı ekleyip karıştırmaya başlayın,
- Suyunu da yavaş yavaş ekleyerek ele yapışmayan sert bir hamur elde edene kadar yoğurun,
- Hamuru top haline getirip üzerini nemli bir bezle örtün ve 20 dk kadar dinlendirin,
- Bu arada soğanı minik minik kıyın,
- Kıyma, soğan, tuz ve karabiberi iyice karıştırın,
- Hamuru 3-4 parçaya bölün,
- Bir parçasını alıp merdane yardımı ile bıçak sırtı kalınlığında açın,
- 1'er cm'lik kareler halinde kesin,
- İçlerine kırmızı mercimek tanesi büyüklüğünde kıyma koyup uçlarından birleştirerek kapatın,
- Tüm topları bu şekilde açın, kesin, doldurun ve kapatın,
- Eğer taze taze tüketecekseniz bol kaynar suyun içine atın ve mantılar suyun üstüne çıkana kadar pişirin,
- Sarımsakları ezip yoğurda ekleyin ve az tuz ilavesi ile karıştırın,
- Tereyağı kızdırın,
- Salçayı ekleyip kokusu çıkana kadar kavurun,
- Biberini ekleyip karıştırın ve suyunu ekleyin,
- Kaynayınca altını kapatın,
- Mantınızı tabaklara aldıktan sonra üzerlerine sarımsaklı yoğurt ve onun üzerine salçalı sos döküp istediğiniz baharatları serperek servis yapın.
Afiyet olsun...
Mantı Tarifi ilk olarak 26/09/2011 tarihinde yayınlandı ve 05/11/2023 tarihinde güncellendi.
(*) Kalori değeri ortalama bir değerdir ve farklı kaynaklara göre değişkenlik gösterebilir. Kalori hesaplama için daha kesin sonuçlar almak isterseniz diyetisyeninize danışmanızı öneririz.
14 Ocak 2017 19:16