Patlıcan Musakka Tarifi
Patlıcanlı poğaça yazısını yazdığım gün patlıcanı o kadar övünce canım inanılmaz patlıcan çekti. Dolayısıyla o akşamki yemeğim de belli olmuş oldu böylece:) Yemekler konusunda sürekli bir aşerme halinde yaşadığım için olağanüstü bir durum yok benim için ortada. Ben bilmeyenler için anlatıyorum. Benim canım bir şey çektiğinde öyle bir çeker ki onu yemesem ölecekmişim gibi hissederim. Ve her zaman böyle patlıcan gibi basit şeyler çekmiyor biliyor musunuz:) En çok sıkıntı yaşadığım şey kışın ortasında yeşil erik istemek. Şöyle tuza bana bana yenecek kütür kütür.
Annem bana hamileyken çok ekşi yemiş. Benim bu ekşi yeme hastalığımı da ona bağlarlar hep. Ye ekşiyi doğur Ayşe'yi, ye tatlıyı doğur Hakkı'yı lafı doğruysa eğer annemin ekşi yemesi sadece benim geleceğimin bir müjdecisiymiş bence:) Yoksa bütün kadınlar ekşi delisi, bütün erkekler tatlı manyağı olmaz mıydı? Öyle olsaydı eğer şimdi kadınlar değil erkekler "ay tatlı krizim tuttu valla" diye diye indirirdi sütlaçları, çikolataları mideye. Fena da olmazdı aslında Türk kadınları en az %40 daha zayıf olurdu böylece:) Benim tanıdığım birçok kadın açlığa susuzluğa dayanıyor da tatlısızlığa dayanamıyor çünkü oradan biliyorum.
Kadınlar diye genelleme yaptığıma bakmayın. Ben de o genelin içine dahilim. Hatta belki de tam ortasında yer alıyorum:) Ve biliyorum ki bunu engellemek için yapabileceğim birşey yok. Diyetisyenlerin dillerinden düşürmediği tavsiyeleri arasında yer alan "canınız tatlı çektiğinde su için", "tatlı yerine meyve yiyin" masalları beni uyutmaya yetmiyor maalesef canım tatlı istediğinde. Evet su içiyorum ama tatlının üzerine:) Evet meyve de yiyorum ama o tatlıdan 1 saat sonra falan:)
Şimdi arkadaşlar eğri oturup doğru konuşalım. Masanın üzerinde bir porsiyon kazandibi, muhallebi, baklava, vs.. artık en sevdiğiniz tatlı hangisiyse ondan var, diğer yanda da karışık meyve tabağı var. Tatlıyı olduğu gibi orada bırakıp meyve tabağına yönelebilecek bir bünye var mı aramızda. Varsa eğer ya şimdi gitsin ya da sonsuza kadar sussun:)
Ben ki meyve delisi bir insanımdır. Eriğe duyduğum aşkı anlattım biraz önce. Ama yandaki tatlı tabağından bir dilim olsun baklava almadan meyve tabağına gitmez elim. Hadi nefsimle çok büyük bir mücadeleye girdim ve kazandım meyve yemeye başladım diyelim. O bastırılmış tatlı yeme isteği birkaç saat içinde öyle bir hale gelir ki gider 1 dilim değil 1 tepsi baklava yerim ben. Tabi bu işin abartılı anlatımı. Ama demeye çalıştığım şey yemek konusunda ihtiyaçlarımı bastırdıkça o ihtiyaçlar ekstra porsiyonlar olarak dönüyor bana. Bu nedenle belki de canım birşey istediğinde elimden geldiğince ertelememeye çalışıyorum.
İşte patlıcanlı poğaça yazısını yazdığım gün akşam musakka yiyeceğimizi de burnuma kızarmış patlıcan kokusu gelmeye başladığı an böyle anlamış oldum...:)
Afiyetle kalın...
Malzemeler
- 1 kg patlıcan (6-7 adet),
- 350 g yağsız kıyma,
- 1 adet soğan,
- 1 adet çarliston biber,
- 2 adet domates,
- 1 yemek kaşığı domates salçası,
- 1 su bardağı sıcak su,
- 3 yemek kaşığı sıvı yağ,
- 1/2 çay kaşığı karabiber,
- 1/2 çay kaşığı kimyon,
- Tuz,
- Patlıcanları kızartmak için bol sıvı yağ.
Hazırlanışı
- Patlıcanları alacalı soyup büyük küpler halinde doğrayın,
- Kızartma yağınızı geniş bir tavada kızdırıp patlıcanları kızartın,
- Kızarttığınız patlıcanları fazla yağının süzülmesi için derin bir kasenin üzerine oturttuğunuz bir süzgece çıkartın,
- Soğanı ve biberi yemeklik doğrayıp 3 yemek kaşığı sıvı yağ ile kavurun,
- Kıymayı ekleyip suyunu salıp çekene kadar kavurun,
- Salçayı ekleyip 2-3 dk. daha kavurun,
- Karabiber, kimyon ve tuzunu ekleyip karıştırın,
- Küp küp doğradığınız domatesi ekleyip birkaç dakika kadar kavurun,
- 1 su bardağı sıcak su ekleyip kapağını kapatın ve kısık ateşte 5 dk pişirip ateşten alın,
- Patlıcanları 20*26 cm'lik bir fırın kabına yayın,
- Kıymalı karışımı patlıcanların üzerine eşit bir şekilde yayın,
- 190 derecede önceden ısıttığınız fırında üzeri hafif kızarmaya başlayana kadar (yaklaşık yarım saat) pişirin.
Afiyet olsun...
Patlıcan Musakka Tarifi ilk olarak 09/08/2011 tarihinde yayınlandı ve 31/07/2024 tarihinde güncellendi.
(*) Kalori değeri ortalama bir değerdir ve farklı kaynaklara göre değişkenlik gösterebilir. Kalori hesaplama için daha kesin sonuçlar almak isterseniz diyetisyeninize danışmanızı öneririz.
- cansu: Kevser abla merhaba tariflerini büyük bi ilgiyle takip ediyor ve uyguluyorum bu yemeğe birazda domates sosu ekleyip fırına versem nasıl olur acaba şimdiden teşekkürler 30 Kasım 2016 14:45
- Kevserin Mutfağı: Yemekte zaten domates ve domates salçası var ve zaten fırında pişiyor Cansucum. 30 Kasım 2016 14:55
- cansu: Biraz daha sulu olması adına katsam mı diye düşündüm ama size sormadan da hareket etmek istemedim cevabınız için çok teşekkür ederim şuan fırında büyük bi merakla bekliyorum 🤗 bizlere sunduğunuz bu hizmet için çok teşekkür ederim ellerinize sağlık 🙏🏻 30 Kasım 2016 14:58
- gizem: Kevsercim yıllar da geçse bu uygulama ve internet siten kalsın lütfen, yoksa ben naparim 😂😂 01 Eylül 2016 16:18
- Kevserin Mutfağı: İnşallah Gizemcim:) 01 Eylül 2016 16:23
- ceylin: Bir gün önceden hazırlayıp ertesi gün fırına versek bi şey olur mu 21 Ağustos 2016 15:18
- Kevserin Mutfağı: Yapabilirsin Ceylincim sadece fırınlarken biraz daha su eklemen gerekebilir. 21 Ağustos 2016 15:20
- Sibel Kaynar: Harika oldu , tariflerine bayılıyorum Harikasın Kevser'im 19 Ağustos 2016 17:33
- Kevserin Mutfağı: Ellerine sağlık canım☺️👏🏻 19 Ağustos 2016 17:55
- nimet: Selam, Fırına koyarken su ilavesi yapmıyor muyuz? 10 Haziran 2016 14:45
- Kevserin Mutfağı: Hayır Nimet'çim. 10 Haziran 2016 14:50
- Şeyma: Maydanoz da eklesem nasıl olur? İlk defa patlıcan musakkaya biber eklendiğini gördüm. Ama güzel olacağını sanıyorum. Teşekkürler. 17 Nisan 2016 11:55
- Kevserin Mutfağı: Maydanoz da ekleyebilirsin Şeyma'cım.. 17 Nisan 2016 14:43
- derya: Kevser Hanim merhaba. Bir dertten muzdaribim ki çaresi varsa siz biliyorsunuz. Bu kanaate varmamin nedenini de açıklayayım, uzunca zamandır takipcinizim tanıdığım kadariyla mutfak uygulamalarinda kulaktan dolma bilgilerden çok yemeğin kimyasına göre hareket ediyorsunuz. Sorguluyorsunuz yani. Neyse, derdim şu: kıymalı harç ile yapılan yemeklerde yani musakka tarzı yemeklerde ilk gün yemeğin tadı gayet güzelken ikinci güne kalınca ağır bir koku, acimtrak bir tad beliriyor. Önceleri kiymasindan sandım, farklı zamanlarda aldigim kiymalarda aynı problem olunca onu eledim. Yağdan diye farklı sivi yağlar denedim, olmadı. En Son internette soğanla pişmiş kiymanin bekleyince aciyacagi bilgisini okudum, tamam dedim ama icli kofte içini de bir gün önceden hazırlıyorum hiçbirşey olmuyor, bu da bu hipotezi düşürüyor. İcli kofte içi tarifimin tek uygulama farkı tereyağı ile hazırlanması ve kiyma ile soğanın suyunu iyice çektikten sonra yağının eklenmesi. Elimde kalan tek argüman soğan suyunun kiyma ile tepkimeye girip bu tada neden olması, ya da sıvı yağ-kiyma- soğan üçlüsünün bekleyince bu tada sebebiyet vermesi. Sizin bi fikriniz var mı, yoksa ben deneme yanılmaya devam mı edeyim? 29 Ocak 2016 20:48
- Kevserin Mutfağı: Soğanı iyi kavurmuyor olabilirsin Derya'cım, bu yazıya bir göz at istersen; https://www.kevserinmutfagi.com/sogan-kavurmanin-puf-noktalari.html 29 Ocak 2016 21:02
- şüheda: Benimde bi düşüncem var kızartma olduğu için öyle oluyor der hep annem bende kızartmadan doğrayıp hazırlayıp fırına koyup fırında pişiriyorum çok güzel oluyor sadece bırak uzun sürüyor 🤗 13 Mart 2018 17:24
- Kadir: Cok guzel bir site. Tarifler, kolay ve sade. Yemekler yapildiginda da lezzetli oluyor. Cogu yemegi bu siteye bakarak yapiyorum. Cogu siteler yemek yapmayi zorlastiriyorlar. Gereksiz bir suru malzeme ya da gereksiz islemler. Yemek yapmaktan soguyor insan. Bu tarifi de bugun deneyecegim. 19 Aralık 2015 17:03
- Kevserin Mutfağı: Çok teşekkürler Kadir, şimdiden ellerine sağlık.. 19 Aralık 2015 17:09
- ravza: Ben de çok bayıldım güzel oldu 07 Mart 2015 17:08
- Kevserin Mutfağı: Ellerine sağlık canım... 07 Mart 2015 17:22
- Gizem: Kesinlikle çokgüzel oldu bayıldıımm :) tariflerinizin bikaçını denemdim muhteşemler :) üzerine dereotu koydum fırınlarken çok güzel oldu :) teşekkürler :) 01 Mart 2015 19:40
- Kevserin Mutfağı: Ellerine sağlık Gizem'cim... 01 Mart 2015 19:43
- meryem: Patlıcanları kızartmak istemiyorum acaba fırınlasam olur mu ya da başka bir yolu var mı Kevser Hanım ? 30 Ocak 2015 21:35
- Kevserin Mutfağı: Aynı lezzeti elde edebilmenin bir yolu yok Meryem'cim... 30 Ocak 2015 22:29
- Ahmet: Borcam yada güvecim yok ama fırına sığacak kadar Çelik derin tavam var. Onla Fırında yapsam sıkıntı olur mu? Ayrıca üstünü Âliminyum folyo ile örtmem gerek mi yoksa açık olsa sıkıntı olur mu? Not: mini fırına sahibim. Teşekkürler 27 Aralık 2014 19:59
- Kevserin Mutfağı: İstediğin fırın kabında yapabilirsin Ahmet. Üzerini örtmene de gerek yok. Ama mini fırında ısı kaynağı yakın olduğu için 190 derecede değil 170 derecede pişirmen daha iyi olacaktır. Sevgiler... 27 Aralık 2014 20:57
- zeynep 10: Akşama misafirim var bu tarife karar verdim(pilav ve cacık var) ama yanına ne iyi gider karar veremedim (çorba olarak ne yapmalıyım pratikte yapması kolay olmalı malum bide minicik bir kızım var (dört aylık :) ilgi bekleyen.... 02 Eylül 2014 08:01
- Kevserin Mutfağı: Domates çorbası yapabilirsin Zeynep'çim. 02 Eylül 2014 08:30
- Mina: patlicanin yaninda kup kup patates de kizartsam ve tarifi aynen uygulasam nasil olur? :) 24 Temmuz 2014 19:05
- Kevserin Mutfağı: Yapabilirsin elbette. 24 Temmuz 2014 19:59
- sebiha: yine çok güzel oldu eşim bayılarak yedi :) tarif defterine ekleyecegim bir tarif daha oldu teşekkürler... 07 Temmuz 2014 03:05
- Ceren: güvecim yok ama borcama koysam, üzerine de bir şey örtmeden pişirsem olur mu ki? 11 Nisan 2014 17:39
- Kevserin Mutfağı: Olur Ceren'cim. 11 Nisan 2014 18:06
- çiğdem: bu tarifi tenceredede yapabilirmiyiz 27 Ağustos 2013 13:17
- kevser: Fırın yemeği kadar lezzetli olmaz ama evet tencerede de yapılabilir. 27 Ağustos 2013 15:52
- tugce: Iyiki varsiniz ya 02 Ağustos 2013 13:59
- elif: selam bende sitenizi yeni gördüm yemek tariflerinin hepsi pratik ayrıca görsel sunumada önem vermişsiniz buda sitenizin daha cok ilgimi çekmesine sebep oldu. elinize sağlık :) 22 Haziran 2013 15:49
- Nirvana: Benziyoruz aslında birbirimize.Annem bana hamileykende limon yermiş bahçemizden hemde kabuklarıyla...Bende her meyvenin olgunlasmamıs olanını severim ekşi ekşi...üzümün seftalinin kayısının elmanın hatta portakalın...Erik konusuna gelince adanadaki bahçemizde sırf benim için ekilmiş 2 agac var ve maalesef olgunlasmalarına fırsat kalmıyor desem anlarsın herhalde...Ellerine saglık canım...sevgiler.. 09 Ağustos 2011 07:49
- kevser: Bunu söylemeyecektin işte. Önümüzdeki yaz sizin bahçedeki eriklere yancı çıktı:) Yorumun için çok teşekkür ederim bu arada... 09 Ağustos 2011 08:03